MAVİ YOLCULUĞUN ÖYKÜSÜ
1925 yılında sürgün olarak gönderildiği Bodrum’a aşık olan Halikarnas Balıkçısı(Cevat Şakir Kabaağaçlı), 3 yıl kalebentliğe mahkum olmuştur. Cezası sırasında Bodrum’un güzellikleri ve denizi ile geçen günleri, cezadan çok keyfe dönüşmüş olması sebebi ile, Cevat Şakir’i tekrar İstanbul’a geri çağırmışlardır.
Cezasını tamamlayan Cevat Şakir, cezası sırasında aşık olduğu Bodrum’a yerleşir ve Bodrum’un antik isminden de esinlenerek Halikarnas Balıkçısı takma ismiyle çok sayıda yazı yazar. Bölgede yaşadığı güzellikleri, Gökova körfezindeki gezilerini, bölge yaşamından kesitleri ve bölge insanlarının yaşamlarını “Güneye gelin, güzelliğin ne demek olduğunu iyice anlayın diyerek” dostlarıyla paylaşır.
Dostlarının çağrısına katılımı ile küçük bir teknede başladığı bu birkaç günlük turlara , “mavi yolculuk” adını verdiler ve Mavi Yolculuk ’un hikayesi “Macera” isimli teknede, önceleri çok mütevazı koşullarda başladı. Bu yolculuklarda yanlarına aldıkları şeyler: Peynir, su, peksimeti, tütün ve rakı idi. Mavi yolculuklarda gazete okumaz radyo dinlemezdi. Amaç dünyadan kaçmak ve medeniyetin karmaşalarından uzak kalarak kafayı dinlemekti. Sadece acil ihtiyaçların temini için karaya çıkılırdı.
Bir sürgünle başlayan bu güzelliklere ve dinginliğe yolculuk serüveni, Bodrum’un, turizminin ve denizciliğinin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır ve günümüze kadar süre gelen denizcilik ve mavi yolculuk kültürünün temellerini atmıştır.